Süzme çeşmin gelmesin müjgân müjgân üstüne
Urma zahm-ı sîneme peykân peykân üstüne
Rîze-i elmâs eker her açtığı zahma o şûh
Lûtfu var olsun eder ihsân ihsân üstüne
Dilde gam var şimdilik lûtfeyle gelme ey sürûr
Olamaz bir hânede mihmân mihmân üstüne
Yârdan mehcûr iken düşdük diyâr-ı gurbete
Dehr gösterdi yine hicrân hicrân üstüne
Hem mey içmez hem güzel sevmez demişler hakkına
Eylemişler Râsih’e bühtân bühtân üstüne...
Rasih.
Gözünü süzme, kirpiklerin üst üste gelmesin ki, bağrımın ok üstüne ok vurmuş olmayasın.
O cana yakın, çapkın güzel her açtığı yaraya elmas kırıntısı, tozu eker; ihsan üstüne ihsan ettiği için lûtfu var olsun!
Ey sevinç! Şimdilik gönülde gam var, sen lûtfet de gelme; misafir üstüne misafir olamaz.
Sevgiliden ayrı kalmışken bir de gurbet diyarına düştük; felek bize gene hicran üstüne hicran gösterdi.
Rasih için: "Hem şarap içmez, hem de güzel sevmez” demişler; hakkında iftira üstüne iftira etmişler.